İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri, nükleer enerji alanında işbirliğini derinleştirecek yeni bir anlaşma üzerinde uzlaştı. “Atlantik İleri Nükleer Enerji Ortaklığı” adı verilen girişim, iki ülkenin nükleer santral kurulum sürecini hızlandırmayı ve yatırımları artırmayı hedefliyor. Anlaşmanın, ABD Başkanı Donald Trump’ın resmi ziyareti sırasında imzalanması bekleniyor.
DAHA KISA ONAY SÜREÇLERİ
Projenin en önemli unsurlarından biri, nükleer tesislerin onay süreçlerini kısaltmak. Normalde dört yıl sürebilen izinler, ortak düzenleme mekanizması sayesinde iki yıla düşürülecek. Bu, bir ülkede güvenlik onayı alan reaktörün, diğerinde daha hızlı kabul görmesini sağlayacak.
HARTLEPOOL’DA YENİ REAKTÖRLER
Anlaşmanın ticari ayağında öne çıkan girişimlerden biri, ABD’li X-Energy ile İngiliz enerji şirketi Centrica’nın işbirliği. Taraflar, Hartlepool’da 12’ye kadar gelişmiş modüler reaktör (AMR) inşa etmeyi planlıyor. Bu santrallerin yaklaşık 1,5 milyon eve elektrik sağlaması ve 2.500 kişiye istihdam yaratması bekleniyor.
KÜÇÜK VE GELİŞMİŞ REAKTÖRLER
İngiltere’nin mevcut nükleer programı, Rolls Royce tarafından geliştirilen küçük modüler reaktörleri (SMR) de içeriyor. SMR’ler fabrikalarda üretilip sahaya taşınarak monte edilebilen, daha düşük maliyetli santraller olarak tanımlanıyor. AMR’ler ise farklı olarak helyum gibi gaz soğutma sistemleri kullanıyor.
TEPKİLER VE ELEŞTİRİLER
Hükümet, anlaşmanın ülkeye temiz ve yerli enerji sağlayacağını savunurken çevreci örgütler temkinli. Greenpeace, yüksek maliyetler ve olası gecikmeler nedeniyle yeni nükleer projelerin enerji faturalarını artırabileceğini ileri sürüyor. Nitekim Suffolk’taki büyük ölçekli Sizewell C projesinin maliyeti, 20 milyar sterlinden 38 milyara yükselmiş durumda.
STRATEJİK ÖNEMİ
İngiltere’de 1990’larda elektriğin yaklaşık dörtte biri nükleerden sağlanırken bu oran günümüzde %15’e kadar geriledi. Yaşlanan santrallerin kapatılması planlanırken, yeni projeler ülkenin enerji güvenliği için kritik görülüyor. İngiltere ve 30 ülke, 2024 sonunda nükleer kapasiteyi 2050’ye kadar üç katına çıkarma taahhüdünde bulunmuştu.