5 yıl önce bir başkasının sosyal medyadan yaptığı ByLock kullanan AKP’li vekiller paylaşımını alıntılayarak paylaşması sebebiyle kınama disiplin cezası alan kamu görevlisi Y.B.’nin, AYM’ye ifade özgürlüğünün ihlal edildiği gerekçesiyle yaptığı bireysel başvuru sonuçlandı. AYM, oy çokluğuyla başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edilmediğine karar verdi.
Y.B., sosyal medyada 60 AKP’li ismin sıralandığı paylaşımı alıntılayarak “KHK ile kapatılan YARSAV’ın eski başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, ByLock kullanan AKP’li vekillerin isimlerini yayınladı!” başlığıyla paylaşmıştı. Paylaşımı sebebiyle aldığı uyarının ardından paylaşımını silen Y.B., hesabını kapattı.
Paylaşımının, “devlet büyüklerince ByLock kullanıldığı iftirası” olduğu savunuldu
Y.B.’nin paylaşımının “Fethullahçı terör örgütünün kullandığı programın bazı devlet büyüklerince kullanıldığı iftirası” olduğu ve Devlet Memurları Kanunu uyarınca “hizmet dışında devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlarda bulunma” fiili gerekçe gösterilerek kınama cezasıyla cezalandırılması teklif edilerek savunması istendi.
Y.B., savunmasında, ifadesine ek olarak paylaşımıyla iftira atma amacı gözetmediğini, paylaşımının yaptığı kamu göreviyle ilgisi olmadığını söyledi. Y.B.’nin savunmasının ardından kınama cezası ile cezalandırılması kararı itiraz yolunda kesinleşti.
Başvurucu, disiplin cezasının iptali için idare mahkemesine başvurdu. İdare mahkemesi, ilk derece mahkemenin aksine, fiili ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirerek dava konusu işlemin iptaline karar verdi, davayı bölge adliye mahkemesine taşıdı. İlk derece mahkeme, idare mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verince Y.B., Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.
“Siyasal gerilimleri tırmandıran açıklamaları nedeniyle ifade özgürlüğünün korunmasından yararlanması beklenemez”
AYM üyelerinin yaptığı değerlendirmede, “Bir kamu görevlisinin iktidarda ya da muhalefette olan herhangi bir siyasi partiye yasa dışı örgütlerle özdeşleştiren ve toplumdaki siyasal gerilimleri tırmandıran açıklamalarının dengeli ve siyaseten yansız olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı için ifade özgürlüğünün korunmasından yararlanması da beklenemez” değerlendirmesinde bulunuldu.
Anayasa Mahkemesi, başvurucunun hizmet dışında gerçekleştirdiği eylemiyle tabi olduğu devlet memurluğu statüsünün sağladığı itibar ve güvene aykırı davranarak kamu görevlisi hakkında disiplin cezasına hükmedilmesini gerektirecek davranışlardan kaçınma yükümlülüğünün gereklerini yerine getirmediği ve bu itibarla uygulanan disiplin cezasını zorunlu bir toplumsal ihtiyaca karşılık geldiği sonucuna ulaştı.
Disiplin cezalarının memurların kariyerleri üzerinde bir tesir bıraktığı gibi kanunlarda yazılı hallerde memur statüsünün sona ermesine de neden olabildiği belirtilerek somut olayda başvurucunun görece hafif bir disiplin cezası olan kınama cezası ile cezalandırıldığı anlaşıldığından müdahalenin orantısız olmadığı değerlendirildi.
Açıklanan gerekçelerle ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olduğu ve Anayasa’da yer alan düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetini ihlal edilmediği savunuldu.
Bir üye karşıoy kullandı: İfade özgürlüğü büyük ölçüde eleştiri özgürlüğünden geçer
AYM, oy çokluğuyla ifade özgürlüğünün ihlal edilmediğine karar verdi. Kararda karşıoy kullanan AYM üyesi Kenan Yaşar, AİHM sözleşmesini işaret ederek, ifade özgürlüğünün sadece övgü içeren ya da suya sabuna dokunmayan bir içeriğe sahip olarak değerlendirilmesinin demokratik toplum hedefinden uzaklaştırdığını savundu. Yaşar, ifade özgürlüğünün büyük ölçüde eleştiri özgürlüğünden geçtiğini kaydederek başvurucunun ByLock uygulamasına ilişkin düşüncesini açıklamasının ülke sorunlarıyla ilgilenme kapsamında kabul edilmesi gerektiğini belirtti.
Hükümde ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğunu oy birliği ile karar verildi. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edilmediğine Kenan Yaşar’ın karşı oy ve oy çokluğuyla karar verildi. Yargılama giderleri de başvurucu üzerine bırakıldı.